Avrasya’nın Kasfkasya bölgesinde yer alan Azerbaycan günümüzde 10 milyonu geçen nüfusu ve gelişen endüstrisi ile bölgenin öne çıkan ülkeleri arasında yer alır. Azerbaycan kuzeyde Rusya, kuzeybatıda Gürcistan, güneybatıda Ermenistan, güneyde İran ve doğuda Hazar Denizi ile çevrilidir. Coğrafyası çeşitli yer şekillerini içine alan ülkede varolan onbir iklim çeşidinden dokuz tanesi görülür.
Azerbaycan tarih boyunca, çeşitli medeniyetlere ve uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Arkeolojik bulgular, ülkenin tarihinin paleolitik zamanlara kadar uzandığına işaret eder. Gelin beraber Azerbaycan tarihinde bir yolculuğa çıkalım.
Taş Devri Döneminde Azerbaycan
Biraz öncede bahsettiğimiz gibi, Azerbaycan tarihinin ilk bulguları paleolitik yani Taş Devri zamanında ortaya çıkmıştır. Bugün Azerbaycan toprağı olan bölgede Taş Devri’nin yaklaşık 2 milyon 700 sene önce kadar başlayıp M.Ö. 4000 yılına kadar sürdüğü düşünülüyor. Bu düşüncenin kaynağında ise Aveidag, Tağlar, Damcılı, Yatakyeri, Daş Salahlı, Kazma ve Zar gibi yerlerinde de aralarında bulunduğu bölgelerden yapan çalışmalar yatıyor. Bölgedeki paleolitik dönem ilk insan yerleşimleri ile başlayıp M.Ö. 12 bin yılına kadar devam etmiştir.
Bu dönemin önemli yerlerinin başını Azıh Mağarası çeker. Füzuli Rayonu’nda bulunan Azıh Mağarası, Avrasya topraklarında en eski insan yerleşiminin yapıldığı yer olarak kabul ediliyor. 1968 yılında, arkeolog Mammadali Huseynov tarafından yürütülen araştırmalar kapsamında mağaranın en alt tabakalarından yaklaşık 300.000 yıllık bir insan çene kemiği bulunmuştur. Bu tarih kalıntıları, eskiden Sovyetler Birliği sınırlarını kapsayan coğrafyada en bulunan en eski insan kalıntıları olma özelliğini de taşıyordu.
M.Ö 12.000 – 8.000 yılları arasında bölge mezolitik çağa girmiştir. Bu bilgi, Bakü yakınlarında bulunan Kobustan ve Kazah bölgesindeki Damcılı mağarasında yapılan araştırmalar sonucunda anlaşılmıştır. Bu mağaralarda zengin kaya resimleri bulunmuştur. Kaya resimleri, dönemin insan gelişimini belgelemesi açısından büyük önem taşır. Örneğin bu resimlerde bulunan viking gemisi benzeri gemi şekilleri, bölgenin o dönemde dahi Akdeniz’le bağlantısı olduğunu ispatlar. İnsanların o dönemki yaşamlarından kesitler sunan kaya resimlerinde av ve balıkçılık, dans, çeşitli zanaatler ve ayinler temsil edilir. Ayrıca bu resimlere dayanarak dönemin insanlarının ok ve yay kullanabildiği anlaşılır.
Tarımın yükselişi ise neolitik çağı beraberinde getirir. M.Ö. 8000-4000 yılları arasında yaşanan devirde insanların tarımla beraber yerleşik hayata daha çok adapte olduğu ve kültürlerinin derinleştiği anlaşılır. Neolitik çağdan sonra, bakır çağı olarak adlandırılan devre geçilmiştir. Azerbaycan coğrafyasında bakır ve tunç çağları göreceli olarak kısa bir süre olan 2000 yıl kadar sürmüştür. Azerbaycan bakır cevheri konusunda zengin kaynaklara sahiptir ve o dönemde de bu durumun etkileri kendini belli etmiştir. İnsanların ilkel evleri yapmaya başladıkları bu dönemde tarım aletlerinden ok uçlarına kadar bir çok alanda bakır ağırlıklı olarak kullanılmıştır.
Demir Çağı’na gelindiğinde bölgede ciddi bir hareketlilik gözlenir. Bu çağda 58 Delik olarak bilinen bir oyun, bölgede görüldüğü gibi, antik Mısır’da da bulunmuştur. Bu da bölgenin o zamandan itibaren güney komşularıyla iletişim halinde olduğunu ispatlar. Bölgenin ilk etnik unsurunun Kafkas Albanları olduğu düşünülmektedir. Erken yerleşimciler arasında dönemin önemli medeniyetlerinden İskitler de bulunmaktadır. Bundan sonraki yüzyıllarda bölgede çok çeşitli etnik gruplardan ve dinlerden oluşan etkiler görülmüştür. Orta Asya yerleşimcilerinin batıya doğru yaptığı göçlerle birlikte Azerbaycan Türkleri tarih sahnesine çıkmıştır.
Antik Çağ Döneminde Azerbaycan
Antik Çağ döneminde Med İmparatorluğu’nun yıkılışından sonra bugün Azerbaycan sınırında olan bölgenin tamamı Pers hakimiyetine girdi. Bu da bölgede Zerdüştlük ve Fars kültürünün etkilerinin görülmeye başlamasına neden oldu. Bu dönem 250 yıl boyunca devam etmiştir ve Büyük İskender’in fetihleriyle sonlanmıştır. Böylece bölgede Helenistik etkiler görülmeye başladı ancak, o dönemin politik şartları ve Orta Asya’dan devam eden göçler nedeniyle uzun sürmedi.
Bölgedeki istikrarsız politik durum, M.Ö. 9. yy’a gelindiğinde ilk Azerbaycan devleti olarak anılan Manna Devleti kurulmasına olanak sağladı. Bu devlet M.Ö. 8.yy’da Avrasya’daki önemli siyasi güçler arasında yer alıyordu. Manna Devleti yaşadığı parlak günlerin ardından geride 3000 yıllık tarihi olan Azerbaycan devletlerinin ilk örneği olma özelliğini bıraktı.
Manna Devleti’nin ardından bölgede Kafkasya Albanyası olarak anılan dönem başladı. “Dağlık toprak” anlamına gelen Albanya, başkent olarak Kebele ve Berde şehirlerini kullandı. Azerbaycan’da bu döneme ait Hrıstiyan eserlerine rastlanmaktadır. Kafkasya tarihinde çok önemli bir yeri olan Albanya Krallığı, Kafkas kimliğini birleştirme vizyonuyla tarihi anlamda büyük önem taşır. Son dönemde Albanya’da konuşulan dilin eski Türk şiveleriyle olan ilişkileri araştırılmaktadır.
Kafkasya Albanyası daha sonra Part yönetimi altına girmiştir. Part tarihine paralel olarak, Bizans-Pers bölünmesinden sonra bölgede Sasani Devleti’nin izleri görüşmüştür.
Orta Çağ Döneminde Azerbaycan
Azerbaycan tarihi boyunca birçok medeniyetine ev sahipliği yapan tarih dolu bir ülkedir. Antik Çağ dönemine gelindiğinde, Azerbaycan cofrafyasında öne çıkan aktörler ve olaylar İslami fetihler, Selçuklular, Moğollar, Kara Koyunlular, Ak Koyunlular, Şirvanşahlar ve Safeviler bulunur.
Bu dönemin politik ve sosyal olayları siz değerli misafirlerimize sunmak istediğimiz genel Azerbaycan tarihi için fazla detaylı olacaktır. Ancak, konuyla ilgili daha derin araştırma yapmak isteyenler, Splendid Azerbaijan: The History and Culture of the Land of Fire ya da Mahmud İsmailov tarafından yazılan ve Türkçe’ye de çevirilen Azerbaycan Tarihi isimli kitapları inceleyebilirler. Bölge için oldukça zorlu geçen Antik Çağ, günümüzde kendini Azerbaycan’ın çeşitli yerlerinde bulunan tarihi eserler ve kültür çeşitliliği ile göstermektedir.
Bu çağın günümüzdeki Azerbaycan’a en büyük etkileri din üzerinde olmuştur. Abbasiler ve Safevilerin de hüküm sürdükleri bölgede mezhep çeşitliliği bu dönemde başlar.
Sovyet Döneminde Azerbaycan
Azerbaycan tarihinde büyük etki bırakmış dönemlerden bir tanesi de şüphesiz ki Sovyetler Birliği dönemidir. Azerbaycan 28 Nisan 1920 tarihinde Sovyet Sosyalist Türk Cumhuriyeti statüsü almıştır. Bu dönemde Azerbaycan resmi olarak bağımsız görünmesine karşılık, yönetim esasında Moskova’ya bağlıydı. 1922 yılına gelindiğinde ise Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ın da aralarında bulunduğu ülkelerle birlikte Transkafkasya SFSR’sine katıldı.
Sovyetler Birliği’ne bağlı olan bir çok ülkedeki gibi Azerbaycan’da da bu dönemin politik görüşünden kaynaklı pek çok üzücü olay yaşandı. Temel insan haklarıyla ilgili bir çok ihlalin yaşandığı Sovyet Dönemi’nin en çalkantılı geçtiği zamanlardan biri Stalin zamanında oldu. Bu dönemde Azerbaycan’ın doğal kaynakları 2. Dünya Savaşı için seferber edildi. Doğal kaynakların yanında, en az 400.000 Azerbaycan vatandaşının da savaşta hayatını kaybettiği bilinmektedir.
Sovyetler Birliği’nde 1960’lı yıllarda kendini göstermeye başlayan kriz Azerbaycan’ı da etkiledi. Bu dönemde ülkenin doğal kaynakları lojistik ve mekanik sıkıntılar yüzünden gerektiği şekilde kullanılamadı ve ekonomi büyük yaralar aldı. Bu krize son vermek amacıyla Haydar Aliyev 1969 yılında Azerbaycan Komünist Partisi’ne sekreter olarak atandı.
Sovyetlerin çöküşünün hızlanması, bünyesinde bulunan ülkelerin birbir sistemden ayrılmasına neden oldu. 30 Ağustos 1991 tarihinde Azerbaycan bağımsızlığını ilan etti.
Azerbaycan Cumhuriyeti
1991 yılında bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan, günümüzde Kafkasya’nın en önemli ülkeleri arasında yer alıyor. Türkiye ile her zaman iyi ilişkiler içinde olan devletle ilgili “Bir millet, iki devlet” sözü de bu ilişkinin samimiyetini ve köklülüğünü ortaya koyar niteliktedir.
Bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan’ın ilk devlet başkanı 1992 ve 1993 yıllarında görev yapan Ebulfez Elçibey oldu. Ülkenin devlet başkanlığını 1993–2003 yılları arasında Politbüro’nun ilk Azerbaycanlı üyesi olma ünvanını da taşıyan Haydar Aliyev sürdürdü. 2003 yılından bu yana devlet başkanlığı görevini Haydar Aliyev’in oğlu İlham Aliyev sürdürmektedir.