Azerbaycan Tatlıları

Mayıs 29th, 2021 Posted by Azerbaycan Mutfağı 0 thoughts on “Azerbaycan Tatlıları”

Dünyanın her mutfağında tatlılar başlı başına bir kategori olarak incelenir. Yemek sonralarının vazgeçilmezi olan tatlıların Azerbaycan mutfağında da yeri büyüktür. Azerbaycan tarihi gereği bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış ve ev sahipliği yaptığı medeniyetlerden kültürel anlamda önemli derecede etkilenmiştir. Bu etki gastronomiye de yansımış ve günümüzde Azerbaycan mutfağının, bölgeler arasında da çeşitlilik gösteren oldukça geniş bir yelpazeye yayılmasına neden olmuştur. Bu yelpaze içerisinde, tatlıların yeri de büyüktür. Azerbaycan mutfağının en güzel tatlılarından bazılarını sizler için anlatmak istedik.

Pakhlava

Azerbaycan tarzında baklava olarak adlandırabileceğimiz pakhlava, dünyanın her yerinde yapan diğer türevleri gibi Türk baklavasına da benzerlik gösterir. Pakhlava, Azerbaycan’ın değişik bölgelerinde değişik şekillerde yapılır. Bu bölgeler arasında, Baku, Ganja, Rishta, Guba ve Sheki bölgelerinin phaklavalarının arasında ufak farklılıklar bulunur. Bu farklılıklar arasında, katman sayısı, şerbet malzemeleri ve iç tercihi sayılabilir.

Shorgoghal

Shorgoghal genellikle Nevruz Bayramı için yapılan yuvarlakbir tatlıdır. Tatlının Türk mutfağındaki tatlıların genelinden ayrılan özelliği içine konan baharatlardan gelir. Shorgoghal yapımında tarçın, kimyon, zerdeçal ve anason kullanılır. Eğer ki tatlının yapımında bu baharat kombinasyonu yerine şeker ve kuru yemiş kullanılırsa adına shirin goghal denir. Tatlının üst kısmı safran veya haşhaş tohumları ile de süslenebilir.

Sheki halva

Azerbaycan mutfağındaki çok değişik kültürel etkilerden yazımızın başında bahsetmiştik. Sheki halvanın kaynağı da antik Mezopotamya olarak gösterilmektedir. Bu anlamda tatlı belki de insanlık tarihinin en eski tatlılarından biridir ve Azerbaycan mutfağında halen yaşatılan bir kültür öğesidir. Bu helvanın yapımında su değirmeninde çekilen pirinç unu kullanılır. İçinde kişniş tohumları, kakule ve fındık kullanılır. Üzerinin safranla süslenmesi de yaygındır.

Shekerbura

Azerbaycan mutfağının en ikonik tatlılarından biridir. İçine badem, ceviz ve fındık gibi yemişler ile şeker doldurulan yarım ay şeklindeki tatlı Nevruz Bayramı’nda yapılır ve sevilerek tüketilir. Tatlının adının “sheker burek” isminden evrildiği düşünülmektedir. Tatlının hamuru için buğday unu, tereyağı, yumurta sarısı, süt, krema ve maya kullanılır. Hamurun üstü maggash ismi verilen özel bir aletle dekoratif şekillerde süslenir.

Nougat

Nougat, helvaya benzer bir çeşit şekerlemedir. Beyaz ya da kahverengi olabilir. Bu durumu belirleyen şekerlemenin içine konan malzemeler olur. Beyaz nougat için şeker, bal, antep fıstığı, ceviz, fındık ve badem gibi yemişlerin yanı sıra meyve kuruları ve şekerlenmiş meyveler kullanılır. Ayrıca beyaz nougat içerisinde yumurta akı da bulunur. Kahverengi nougat için yumurta akı kullanılmaz. Avrupa’da ve İran’da da popüler olan nougatların Azerbaycan kültüründe de yeri vardır.

Bu tatlılar ve çok daha fazlasını, Ankara Haydar Aliyev Parkı’nda yer alan Buta Baku restoranımızda tadabilirsiniz. Bize internet sitemiz ve Instagram hesabımız üzerinden ulaşabilirsiniz. Buta Baku menüsünün tamamını da yine internet sitemiz üzerinden inceleyebilirsiniz.

Azerbaycan Çay Kültürü | Azerbeycan Çayları

Mayıs 21st, 2021 Posted by Kültür 0 thoughts on “Azerbaycan Çay Kültürü | Azerbeycan Çayları”

Azerbaycan kültüründe çayın yeri büyüktür. Azerbaycan kültüründe çay, sıcaklık ile özdeşleştirilir ve ağırlanan konuklara ikram etmeden göndermek misafirperverlikte makbul kabul edilmez. Kültürdeki bu durum geleneklere de sirayet eder. Türk kültüründeki kız istenmesinde sunulan tuzlu kahve adabının bir benzeri Azerbaycan kültüründe de vardır. Kız isteme seremonisinde karşı tarafa çay verilir. Bu çayın yanında şeker de ikram edilmesi işin olacağına niyet gösterir. Şekersiz çay servis edilmesi ise bir olumsuzluğa işaret eder.

Kültüre bir diğer sirayet ise Chaykhana (Çayhane) isimli mekanlardır. Azerbaycan’daki çayhane kültürü, Türkiye’deki kahvehane kültürüne benzer. Genellikle erkekler çayhanelere giderek tavla ve diğer oyunları oynar, sosyalleşir ve çay içerler.

Azerbaycan’da çay şekerli içilir. Ancak Türkiye’nin bazı doğu illerindeki “kıtlama şekeri” denilen şekere benzer bir metotla içilir. Şeker çaya karıştırılmaz, bunun yerine arka dişlere kıstırılır ve çay üzerinden yudumlanır. Kültürde İngiliz çay içme stilinden dünyaya yayılan çaya süt karıştırma adeti yoktur. Ancak zaman zaman, şifa da vermesi amacıyla  çaya kekik ve nane gibi mideye iyi geldiği bilinen otlardan konur.

Azerbaycan’da 11 iklimden 9 tanesinin görülmesi yanında tarım çeşitliliğini de beraberinde getirir. Çay da bunlardan biridir. Ülkede ilk defa 1912 yılında yetiştirilmeye başlanan çay, Sovyet döneminde önemli bir tarım ürünü haline geldi. 1930’lu yıllarda Azerbaycan’da çay yetiştiriciliğiyle ilgili araştırmalar yapıldı ve ülkenin Lenkeran bölgesinin bu iş için uygun olduğu saptandı. Günümüzde de çay bu bölgede yetiştirilmektedir ve ülkenin ekonomisinde önemli yer tutmaktadır.

Azerbaycan’da çay Türkiye’deki gibi aparatlar aracılığıyla demlenir ki, semaver bunlar arasında en popüler olanıdır. Çay armut biçimli bardaklarda servis edilir. Bu bardağın şeklinin ideal bir kadın figürünün yansıması olduğu kabul edilir. Çay yanında reçel, tatlı ve dilimlenmiş limonla da servis edilebilir.

Azerbaycan kültürünün en önemli öğelerinden biri olan çayı Buta Baku’nün meşhur kahvaltılarıyla birlikte, ya da yemek sonralarında tüketebilirsiniz. Kültür ve lezzet dolu bir deneyim için siz değerli misafirlerimizi bekliyoruz. Bizi internet sitemizden ve Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Azerbaycan Tarihi

Mayıs 14th, 2021 Posted by Genel 0 thoughts on “Azerbaycan Tarihi”

Avrasya’nın Kasfkasya bölgesinde yer alan Azerbaycan günümüzde 10 milyonu geçen nüfusu ve gelişen endüstrisi ile bölgenin öne çıkan ülkeleri arasında yer alır. Azerbaycan kuzeyde Rusya, kuzeybatıda Gürcistan, güneybatıda Ermenistan, güneyde İran ve doğuda Hazar Denizi ile çevrilidir. Coğrafyası çeşitli yer şekillerini içine alan ülkede varolan onbir iklim çeşidinden dokuz tanesi görülür.

Azerbaycan tarih boyunca, çeşitli medeniyetlere ve uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Arkeolojik bulgular, ülkenin tarihinin paleolitik zamanlara kadar uzandığına işaret eder. Gelin beraber Azerbaycan tarihinde bir yolculuğa çıkalım.

Taş Devri Döneminde Azerbaycan

Biraz öncede bahsettiğimiz gibi, Azerbaycan tarihinin ilk bulguları paleolitik yani Taş Devri zamanında ortaya çıkmıştır. Bugün Azerbaycan toprağı olan bölgede Taş Devri’nin yaklaşık 2 milyon 700 sene önce kadar başlayıp M.Ö. 4000 yılına kadar sürdüğü düşünülüyor. Bu düşüncenin kaynağında ise Aveidag, Tağlar, Damcılı, Yatakyeri, Daş Salahlı, Kazma ve Zar gibi yerlerinde de aralarında bulunduğu bölgelerden yapan çalışmalar yatıyor. Bölgedeki paleolitik dönem ilk insan yerleşimleri ile başlayıp M.Ö. 12 bin yılına kadar devam etmiştir.

Bu dönemin önemli yerlerinin başını Azıh Mağarası çeker. Füzuli Rayonu’nda bulunan Azıh Mağarası, Avrasya topraklarında en eski insan yerleşiminin yapıldığı yer olarak kabul ediliyor. 1968 yılında, arkeolog Mammadali Huseynov tarafından yürütülen araştırmalar kapsamında mağaranın en alt tabakalarından yaklaşık 300.000 yıllık bir insan çene kemiği bulunmuştur. Bu tarih kalıntıları, eskiden Sovyetler Birliği sınırlarını kapsayan coğrafyada en bulunan en eski insan kalıntıları olma özelliğini de taşıyordu.

azerbaycan tarihi

Azıh Mağarası’nda Kaya Resimleri

M.Ö 12.000 – 8.000 yılları arasında bölge mezolitik çağa girmiştir. Bu bilgi, Bakü yakınlarında bulunan Kobustan ve Kazah bölgesindeki Damcılı mağarasında yapılan araştırmalar sonucunda anlaşılmıştır. Bu mağaralarda zengin kaya resimleri bulunmuştur. Kaya resimleri, dönemin insan gelişimini belgelemesi açısından büyük önem taşır. Örneğin bu resimlerde bulunan viking gemisi benzeri gemi şekilleri, bölgenin o dönemde dahi Akdeniz’le bağlantısı olduğunu ispatlar. İnsanların o dönemki yaşamlarından kesitler sunan kaya resimlerinde av ve balıkçılık, dans, çeşitli zanaatler ve ayinler temsil edilir. Ayrıca bu resimlere dayanarak dönemin insanlarının ok ve yay kullanabildiği anlaşılır.

Tarımın yükselişi ise neolitik çağı beraberinde getirir. M.Ö. 8000-4000 yılları arasında yaşanan devirde insanların tarımla beraber yerleşik hayata daha çok adapte olduğu ve kültürlerinin derinleştiği anlaşılır. Neolitik çağdan sonra, bakır çağı olarak adlandırılan devre geçilmiştir. Azerbaycan coğrafyasında bakır ve tunç çağları göreceli olarak kısa bir süre olan 2000 yıl kadar sürmüştür. Azerbaycan bakır cevheri konusunda zengin kaynaklara sahiptir ve o dönemde de bu durumun etkileri kendini belli etmiştir. İnsanların ilkel evleri yapmaya başladıkları bu dönemde tarım aletlerinden ok uçlarına kadar bir çok alanda bakır ağırlıklı olarak kullanılmıştır.

Demir Çağı’na gelindiğinde bölgede ciddi bir hareketlilik gözlenir. Bu çağda 58 Delik olarak bilinen bir oyun, bölgede görüldüğü gibi, antik Mısır’da da bulunmuştur. Bu da bölgenin o zamandan itibaren güney komşularıyla iletişim halinde olduğunu ispatlar. Bölgenin ilk etnik unsurunun Kafkas Albanları olduğu düşünülmektedir. Erken yerleşimciler arasında dönemin önemli medeniyetlerinden İskitler de bulunmaktadır. Bundan sonraki yüzyıllarda bölgede çok çeşitli etnik gruplardan ve dinlerden oluşan etkiler görülmüştür. Orta Asya yerleşimcilerinin batıya doğru yaptığı göçlerle birlikte Azerbaycan Türkleri tarih sahnesine çıkmıştır.

Antik Çağ Döneminde Azerbaycan

Antik Çağ döneminde Med İmparatorluğu’nun yıkılışından sonra bugün Azerbaycan sınırında olan bölgenin tamamı Pers hakimiyetine girdi. Bu da bölgede Zerdüştlük ve Fars kültürünün etkilerinin görülmeye başlamasına neden oldu. Bu dönem 250 yıl boyunca devam etmiştir ve Büyük İskender’in fetihleriyle sonlanmıştır. Böylece bölgede Helenistik etkiler görülmeye başladı ancak, o dönemin politik şartları ve Orta Asya’dan devam eden göçler nedeniyle uzun sürmedi.

Bölgedeki istikrarsız politik durum, M.Ö. 9. yy’a gelindiğinde ilk Azerbaycan devleti olarak anılan Manna Devleti kurulmasına olanak sağladı. Bu devlet M.Ö. 8.yy’da Avrasya’daki önemli siyasi güçler arasında yer alıyordu. Manna Devleti yaşadığı parlak günlerin ardından geride 3000 yıllık tarihi olan Azerbaycan devletlerinin ilk örneği olma özelliğini bıraktı.

Manna Devleti’nin ardından bölgede Kafkasya Albanyası olarak anılan dönem başladı. “Dağlık toprak” anlamına gelen Albanya, başkent olarak Kebele ve Berde şehirlerini kullandı. Azerbaycan’da bu döneme ait Hrıstiyan eserlerine rastlanmaktadır. Kafkasya tarihinde çok önemli bir yeri olan Albanya Krallığı, Kafkas kimliğini birleştirme vizyonuyla tarihi anlamda büyük önem taşır. Son dönemde Albanya’da konuşulan dilin eski Türk şiveleriyle olan ilişkileri araştırılmaktadır.

Kafkasya Albanyası daha sonra Part yönetimi altına girmiştir. Part tarihine paralel olarak, Bizans-Pers bölünmesinden sonra bölgede Sasani Devleti’nin izleri görüşmüştür.

Orta Çağ Döneminde Azerbaycan

Azerbaycan tarihi boyunca birçok medeniyetine ev sahipliği yapan tarih dolu bir ülkedir. Antik Çağ dönemine gelindiğinde, Azerbaycan cofrafyasında öne çıkan aktörler ve olaylar İslami fetihler, Selçuklular, Moğollar, Kara Koyunlular, Ak Koyunlular, Şirvanşahlar ve Safeviler bulunur.

Bu dönemin politik ve sosyal olayları siz değerli misafirlerimize sunmak istediğimiz genel Azerbaycan tarihi için fazla detaylı olacaktır. Ancak, konuyla ilgili daha derin araştırma yapmak isteyenler, Splendid Azerbaijan: The History and Culture of the Land of Fire ya da Mahmud İsmailov tarafından yazılan ve Türkçe’ye de çevirilen Azerbaycan Tarihi isimli kitapları inceleyebilirler. Bölge için oldukça zorlu geçen Antik Çağ, günümüzde kendini Azerbaycan’ın çeşitli yerlerinde bulunan tarihi eserler ve kültür çeşitliliği ile göstermektedir. 

Bu çağın günümüzdeki Azerbaycan’a en büyük etkileri din üzerinde olmuştur. Abbasiler ve Safevilerin de hüküm sürdükleri bölgede mezhep çeşitliliği bu dönemde başlar.

Sovyet Döneminde Azerbaycan

Azerbaycan tarihinde büyük etki bırakmış dönemlerden bir tanesi de şüphesiz ki Sovyetler Birliği dönemidir. Azerbaycan 28 Nisan 1920 tarihinde Sovyet Sosyalist Türk Cumhuriyeti statüsü almıştır. Bu dönemde Azerbaycan resmi olarak bağımsız görünmesine karşılık, yönetim esasında Moskova’ya bağlıydı. 1922 yılına gelindiğinde ise Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ın da aralarında bulunduğu ülkelerle birlikte Transkafkasya SFSR’sine katıldı.

Sovyetler Birliği’ne bağlı olan bir çok ülkedeki gibi Azerbaycan’da da bu dönemin politik görüşünden kaynaklı pek çok üzücü olay yaşandı. Temel insan haklarıyla ilgili bir çok ihlalin yaşandığı Sovyet Dönemi’nin en çalkantılı geçtiği zamanlardan biri Stalin zamanında oldu. Bu dönemde Azerbaycan’ın doğal kaynakları 2. Dünya Savaşı için seferber edildi. Doğal kaynakların yanında, en az 400.000 Azerbaycan vatandaşının da savaşta hayatını kaybettiği bilinmektedir.

Sovyetler Birliği’nde 1960’lı yıllarda kendini göstermeye başlayan kriz Azerbaycan’ı da etkiledi. Bu dönemde ülkenin doğal kaynakları lojistik ve mekanik sıkıntılar yüzünden gerektiği şekilde kullanılamadı ve ekonomi büyük yaralar aldı. Bu krize son vermek amacıyla Haydar Aliyev 1969 yılında Azerbaycan Komünist Partisi’ne sekreter olarak atandı.

Sovyetlerin çöküşünün hızlanması, bünyesinde bulunan ülkelerin birbir sistemden ayrılmasına neden oldu. 30 Ağustos 1991 tarihinde Azerbaycan bağımsızlığını ilan etti.

Azerbaycan Cumhuriyeti

1991 yılında bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan, günümüzde Kafkasya’nın en önemli ülkeleri arasında yer alıyor. Türkiye ile her zaman iyi ilişkiler içinde olan devletle ilgili “Bir millet, iki devlet” sözü de bu ilişkinin samimiyetini ve köklülüğünü ortaya koyar niteliktedir.

Bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan’ın ilk devlet başkanı 1992 ve 1993 yıllarında görev yapan Ebulfez Elçibey oldu. Ülkenin devlet başkanlığını 1993–2003 yılları arasında Politbüro’nun ilk Azerbaycanlı üyesi olma ünvanını da taşıyan Haydar Aliyev sürdürdü.  2003 yılından bu yana devlet başkanlığı görevini Haydar Aliyev’in oğlu İlham Aliyev sürdürmektedir.

 

 

 

Azerbaycan Mutfağında Ekmek

Nisan 23rd, 2021 Posted by Azerbaycan Mutfağı 0 thoughts on “Azerbaycan Mutfağında Ekmek”

Azerbaycan mutfağında ekmeğin yeri büyüktür. Ekmeğin geleneği binlerce yıl öncesine dayanır ve günümüzde de yaşatılmaya devam eder. Bunun en güzel örneklerinden biri misafirlerin ekmek ve tuz ile karşılanmasıdır. Ekmeğin öne çıktığı diğer güzel gelenekler arasında, “ekmek hakkı” üzerine yemin edilmesi, düğünlerde kız ve erkek evinden iki çocuğun bir somun ekmeği paylaşması ve gelin baba evinden çıkarken başının üzerinde ekmek kesilmesi bulunur. Azerbaycan kültüründe bereketi simgeleyen ekmeğin önemi dile de yerleşmiştir. Ekmekle ilgili bazı atasözleri arasında bulunan “Çörəyi tapdalamazlar” (Ekmeğe basamazlar), “Bir tikə çörək dağ aşırar”(Bir parça ekmek bir dağı geçiyor), “Torpağa düşməsin havayı bir dən, çörək bol olarsa basılmaz Vətən” (Bırak hava yere düşmesin, bol ekmek varsa vatan basılmasın), “Çörəyi dizinin üstündədir” (Ekmeği dizinin üzerinde olmak) gibi örnekler, ekmeğin kültür içindeki değerini gösterir niteliktedir.

Günümüzde, her sektörde olduğu gibi ekmek ve fırın teknolojileri de gelişmiş olsa da, ekmek pişirme geleneği kültürün önemli bir parçası olmaya devam etmektedir. Azerbaycan’ın her bölgesinde değişik ekmekler pişirilir. Bu ekmekler yuka, yayma, fatir, lavaş, sangek, hamrali, kalın, ince, mevsimlik, kek, tandır ekmeği, kharak ekmeği, beyimchorey, ceviz ekmeği ve bademli ekmeğinde aralarında olduğu onlarca ekmeği kapsayan geniş bir yelpazeye uzanır.

Sangak (səngək) ekmeği, Bakü, Gence, Nahçıvan gibi yörelerde pişirilen bir ekmektir. Bu ekmekler taş üzerinde pişirilir ve tazeliklerini 3-4 kadar muhafaza edebilirler. En büyük özellikleri ise sıvı ve yağlı yemeklere katık olması için düşünülmüş olmalarıdır. Nahçıvan, Gubadlı ve Zangilan bölgelerinde öne çıkan bir başka ekmek lezzeti ise lavaştır. Lavaş, bizim kültürümüzde de yaygın olan yufka ekmek gibi pişirilir ve kurutulur. Tüketilmeden önce ıslatılarak tekrar yumuşatılır. Azerbaycan kültürünün ilginç ekmeklerinin bir diğer örneği ise Lezgi ekmeği (Ləzgi çörəyi)‘dir. Kökenini Lezgi halkının mitolojisinden alan ekmek görünüş olarak güneşe benzer. Ekmeğin en büyük avantajlarından biri buzdolabında çok uzun süre muhafaza edilebilmesidir.

Ekmeğe saygının oldukça önemli olduğu Azerbaycan kültürünün ekmeklerini tatmak isteyenleri, Buta Baku’de ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Mutfağımızı merak edenler bizi Instagram sayfamızdan takip edebilirler.

Kaynaklar:

Musavat

Mediapost

 

 

 

Azerbaycan Mutfağı

Nisan 16th, 2021 Posted by Azerbaycan Mutfağı 0 thoughts on “Azerbaycan Mutfağı”

Azerbaycan mutfağı, dünyanın en eski ve zengin mutfaklarından biridir. Kendi mutfağımızla da önemli benzerlikler gösteren Azerbaycan mutfağı ülkenin zengin topraklarından ve ikliminden beslenir. Azerbaycan topraklarında, varolan 11 iklimlerin 9’u mevcuttur. Bu da ülkede çok sayıda geçiş ikliminin görülmesini ve dolayısıyla tarımsal olarak geniş bir yelpazedeki seçeneklerinin değerlendirilmesini sağlar.

Azerbaycan mutfağında et, sebze, süt, hamur işi yoğunlukla kullanılır. Bunun yanı sıra çok çeşitli şekillerde pişirilen pilavların ve çorbaların da yeri büyüktür. Azerbaycan mutfağının bir diğer vazgeçilmezi ise çaydır. Azerbaycan kültüründe çay, bir sofra lezzeti ve sıcak içecek olmanın ötesine geçerek şifa kaynağı olarak görülmektedir.

Çorbalar

Azerbaycan mutfağında çorbalar, Türk mutfağından daha değişik şekilde tüketilir. Genellikle daha koyu bir kıvama sahip olan çorbaların önce sulu kısmı yenir. Daha sonra içindeki malzemeler ekmekle ikinci bir yemek gibi yenir.  Azerbaycan çorbalarının öne çıkan bir başka özelliği ise içlerinde ince ince doğranan kuyruk yağı kullanılmasıdır.

Azerbaycan çorbalarında Türk mutfağından değişik olarak salçanın yeri yoktur. Çorbalarda taze domates kullanılır. Taze domatesin bulunmadığı kış aylarında ise, domatesin yaptığı asidite düzenleme görevini kuru erik gibi malzemeler ve baharatlar yapar.

Pilav

Azerbaycan mutfağında mutfağın kralı sayılan pirincin yeri çok büyüktür ve mutfakta onlarca pilav çeşidi bulunmaktadır. Pilav çok çeşitli baharatlarla ve sebzelerle zenginleştirilerek yapılır. Azerbaycan mutfağında bir çok ünlü pilav bulunmaktadır. Ancak bu pilavların şahı, adı üzerinde şah pilavıdır. İçerisinde et, soğan ve safran bulunan pilav, lavaş içinde fırında pişirilir. Şah pilavı, Azerbaycan mutfağının en gözde yemekleri arasında bulunmaktadır. Şah pilavının dışında,  sütlü pilav, meyveli pilav, parça döşemeli pilav, çığırtma pilav, ham-döşemeli pilav, fisincan pilavı, narlı pilav ve han pilavı gibi birbirinden özgün lezzetler, Azerbaycan mutfağının yemek kültürüne kazandırdığı değerler arasında bulunmaktadır.

Et Yemekleri

Et yemekleri, Azerbayncan kültürünün değerli bir parçasıdır. Besicilikten elde edilen etin yanı sıra, ev eti, sakatat ve deve eti gibi bir çok değişik et ürünün Azerbaycan mutfağında yeri vardır. Et, yemeklerin ana parçası olabildiği gibi, pilav, erişte ve yumurta kullanılarak yapılan bir çok değişik yemeğe de eşlik eder. Azerbaycan mutfağında etin pişirilmesi için tandır, fırın ve sacın da aralarında olduğu pekçok değişik aparat kullanılır.

Azerbaycan mutfağında et ürünleri kadar su ürünlerinin de yeri vardır. Hazar Denizi, Kura, Araz ve diğer su kaynakları, Azerbaycan mutfağına çeşitli su ürünleri sağlar. Alabalık ve Mersin balıkları bu su ürünleri arasında öne çıkanlardır.

Dolmalar

Azerbaycan mutfağında dolmaların yeni büyüktür ve otuza yakın dolma çeşidi bulunur. Türk mutfağında da aşina olduğumuz asma yaprağı ve lahana sebzelerine iç konularak yapılan dolmalar kadar, elma, ayva, patlıcan ve soğan doldurularak yapılan çeşitli yemekler bulunur.

Hamur İşleri

Azerbaycan mutfağında hamur işlerinin özel bir yeri bulunur. Aslına bakılırsa, hamur ve hamuru etle pişirmek Türki cumhuriyetler coğrafyasında öne çıkan bir gastronomik özelliktir. Azerbaycan gözlemesi diyebileceğimiz kutab, corat direği, dushbara, hıngal, engerek ve fırni Azerbaycan mutfağına özel hamur işleri arasında yer alır.

Tatlılar

Azerbaycan mutfağında tatlılar, şekerlemeler ve helva hem günlük yaşantıda hem de özel günlerde karşımıza çıkan ve kültürün önemli değerleri arasında yer alır. Azerbaycan tatlılarının Türk mutfağında karşılık bulan baklava ve şekerpare tatlılarının yanı sıra, badambura, peshmek, mutakka ve peshvang gibi tatlılar da sofralarda sevilerek tüketilir.

Bu lezzetleri tatmak için Azerbaycan’a bir ziyaret yapmak gibisi elbette olmaz. Ancak henüz Azerbaycan’a gitmek planlarınız arasında yoksa, Azerbaycan mutfağını Haydar Aliyev Parkı’nın doğal ortamında deneyimlemeniz de mümkün.

Kültürle taçlanan sofralarda görüşmek dileğiyle.

Nevruz Bayramı

Nisan 9th, 2021 Posted by Kültür 0 thoughts on “Nevruz Bayramı”

Baharın müjdecisi Nevruz, her sene oldukça geniş bir coğrafyada coşkuyla kutlanıyor. Kutlandığı her kültürde değişik adlara ve geleneklere sahip olan Nevruz, “yeni gün” anlamına geliyor. Novruz, Nawrız, Nooruz, Navrez ve Mevris gibi değişik adlarla anılan Nevruz Bayramı her kültürde baharın gelişini simgeliyor. 

Tarih boyunca birçok medeniyete ve kültüre sirayet eden Nevruz Bayramı’nın yeri günümüzde de büyüktür. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2010 yılında toplanarak, 21 Mart’ı Dünya Nevruz Günü ilan etmiştir. Bayram aynı zamanda Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi’ne alınmıştır. 

Nevruz Nasıl Ortaya Çıktı? 

Nevruz’la ilgili ilk yazılı kayıtlar 2. yy’daki Pers kaynaklarına dayanıyor. Buradan anlaşıldığı üzere, insanlık tarihinin en eski bayramlarından biri olan Nevruz, en az 18 asırlık bir tarihe sahip. Ancak milattan önceye dayanan bazı kaynaklarda da Nevruz’la ilgili izlere rastlanıyor. Nevruz’un nasıl ortaya çıktığı ile ilgili çeşitli kültürlerde değişik inanışlar bulunmaktadır. Bazı kültürler, Nevruz Bayramı’nın kaynağını Firdevsi’nin Şehname isimli eserinde geçen Kral Cemşid’le bağdaştırmaktadır. Nevruz’un çıkışına kaynak gösterilen diğer inanışlar arasında Demirci Kawa Efsanesi ve Ergenekon Destanı da bulunur. 

Bu kaynakların hepsinde ortak olan tema ise bahardır. İnsanların mevsimlere bağımlılığının çok daha fazla olduğu eski çağlarda, baharın simgeledikleri günümüze kıyasla hayati idi. Bu nedenle çetin kışlardan sonra gelen Nevruz yılın ilk günü olarak anılıyor, doğanın binbir rengi kutlamalara yansıyor ve insanlara umut, coşku ve sevinç veriyordu. 

Buta Baku’de Nevruz eğlencelerinden bir kare

Nevruz Hangi Ülkelerde Kutlanır? 

Nevruz kutlamaları Orta Asya’dan Balkanlara kadar uzanan bir coğrafyayı kapsıyor. Nevruz Bayramı’nı kutlayan tarihsel medeniyetler arasında Persler, Zerdüştler ve Bahailer gibi çeşitli kültürler yer alıyor. Bu medeniyetler Nevruz’u kutsal kabul etmiş ve tatil olarak benimsemiştir. 

Günümüz dünyasında, Nevruz Orta Asya ve Orta Doğu sınırlarını da aşarak çok daha geniş bir alana yayılmıştır. Nevruz Bayramı kutlanan kültürler arasında, Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Gürcistan, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Kosova, Makedonya, Özbekistan, Suriye, Tacikistan Türkiye ve Türkmenistan gibi ülkeler bulunmaktadır.

Nevruz Nasıl Kutlanır?

Nevruz varolduğu her kültürde değişik ritüellerle kutlanıyor. Bu anlamda Nevruz, dünyanın en geniş kültürüne sahip bayramlarından biri. Nevruz kutlamaları 21 Mart’tan 15 gün önce başlar ve 7 aşamayı kapsar:

Kötü Söz Orucu

Nevruz’dan 15 gün önce kötü söz orucuna girilir ve kutlama süresince kötü bir söz konuşulmaz. Nevruz yeni bir yılı ve başlangıcı simgelediği için, gelenek dile de sirayet eder. Bu süre içinde, bir çok bayramda olduğu gibi küsler barıştırılır. Baharın gelişiyle birlikte yeni yıla yeni bir başlangıç yapılır.

Çevre Temizliği ve Alav Alav

Tıpkı kötü söz orucu gibi, çevre temizliği ve ateş de yeni bir başlangıcı simgeler. Evlerde ve çevrede genel bir temizlik yapılır ve kıştan kalan çalı çırpıdan ateş yakılır. Eski sıkıntıların temizlendiği ve yanıp gittiği düşüncesine işaret eder.

Kabir Üstü

Bu aşamada mezarlıklara gidilerek ölüler yad edilir. Mezarlıklar temizlenir ve çevreleri düzenlenir.

Çocuk Günü

Çocuklara özel ilgi ve alaka gösterilen gündür. Bu günde çocuklar da kutlamalara dahil edilir ve ilgi onların üstünde olur. Çocuklara değişik hediyeler verilir, yetim ve öksüz çocuklar sevindirilir.

Genç Günü

Bugün de gençlerin günüdür. Gençler bugünde komşu evlere giderek içlerine iple bağlanmış bir mendil atarlar. Ev ahalisi de mendilin ucuna hediyeler bağlayarak geri gönderir. Bu şekilde sevenler de birbirlerine hediye verilir ve büyükler bu durumu hoş görür. Yeni evli genç çiftlere ziyaretler ve hediyelikler yapılır.

 Yaşlı ve Hasta Günü

Bugünde yaşlı ve hastalara ziyaretler yapılır. Evlerine bayram havası götürülerek sıhhatlerine bir an önce kavuşmaları temenni edilir. Hastalara hediyeler götürülür. Yeni yılın başlangıcı onlara hissettirilir.

Yedi Nevi

Bayram günüdür. Bu güne kadar kötü sözler unutulmuş, gençlere, çocuklara, ölülere, yaşlılara ve hastalara hediyelikler götürülüp bayram sevinci verilmiş ve küsler barıştırılmıştır. 21 Mart gecesinde evin büyüğü tarafından hazırlanan yedi çeşit hediye (yeddi nevi) ev halkına sunulur.

Arınma, kutlama ve şenlikler tamamlandıktan sonra, eski bir yılın yorgunluğunu geride bırakmış olan halk tarlalarına giderek topraklarını işlemeye başlar.

Buta Baku’de Nevruz lezzetleri

Nevruz Bayramı Ne Zaman Kutlanır?

Nevruz Bayramı’nın hangi gün kutlandığı, kutlanan ülke ve kültüre göre değişiklik gösterir. Örneğin Balkan’larda ve ülkemizin Balkanlara daha yakın olan kısımlarında Nevruz 9 Mart’ta da kutlanır. Bazı kültürler Nevruz’u, ekinoksa denk gelen 21 Mart’ta kutlarlar. Bazıları ise 22 ve 23 Mart’ta kutlar yahut kutlamaları bugünlere de yayarlar. Bir diğer gelenek  ise Nevruz’a 4 hafta kala Çarşamba’ları konu alır. Bu Çarşambalar:

  • Su Çarşambası
  • Od Çarşambası
  • Yel Çarşambası
  • Yer Çarşambası

olarak sıralanır ve doğanın dört elementine tekabül eder.

Gelenekleri yüzyılları ve kıtaları aşan Nevruz kutlamalarında değişik tarihler öne çıkabilir. Aslolan baharı ve yeni yılı kucaklamak, eski yılın yükünü bırakmak ve yeni bir başlangıç yapmaktır.

Nevruz’da Neler Yapılır? | Nevruz Adetleri

Nevruz’da değişik kültürlerin değişik adetleri ve ritüelleri vardır. Örneğin Nevruz’u Ergenekon’a dayandıran kültürler bayramda sembolik olarak demir döverler. Nevruz’da hemen her kültürde ortak paydada buluşan adet ise elbette sofralardır. 7 rakamı, Nevruz Bayramı geleneklerinde öne çıkar. Kimi kültürler sofraya yedi çeşit yemek koyarken, kimileri de belli başlı 7 kuruyemiş, baharat ve yiyecekten oluşan masalar kurarlar. Bu masalara çimlendirilmiş buğday konulması da önemli geleneklerdendir. Bazen buğdaydan yapılan bir tatlı olan sümelek ( semeni, sumalak, surhu, suhan, ağut) servis edilmesi de adettir.

Boyanmış yumurtalar da Nevruz kutlamalarının önemli öğelerinden biridir. Bu yumurtalar bereketi simgeler ve tokuşturulur. Nevruz’un en ilgi çekici adetlerinden biri ise kurulan ateşlerin üzerinden atlanmasıdır.

Buta Baku’de 2021 Nevruz Kutlamaları

Yenimahalle Haydar Aliyev Parkı içerisinde bulunan restoranımızda Nevruz’u her sene coşkuyla kutluyoruz. Program dahilinde yöresel yemekler yiyor, Azerbaycan’dan gelen misafir sanatçıların performansları ile eğleniyor ve çeşitli Nevruz eğlenceleriyle bahara merhaba demenin coşkusunu hepbirlikte yaşıyoruz. 

Bir sonraki Nevruz Bayramı’nda buluşmak üzere. O zamana kadar, Azerbeycan yemeklerinin ve Ankara’nın en kaliteli serpme kahvaltılarından birininin tadını temiz havada çıkarmak için sizleri Buta Baku’ye bekliyoruz!  

Bize telefon numaralarımızdan ve Instagram hesabımızdan ulaşabilirsiniz.